Açıklama

APOCU ruhu bu sistemi kırmak üzerine geliştirdik

Avrupa’da yaşayan bütün Kürt, Kürdistanlı ve dostlarına;

„Önder APO’nun avukatlığını yapan Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Rêber APO ve arkadaşlarından haber alınamamasına dair bugün yazılı bir açıklama gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada 2011 yılından bu yana avukat görüşmeleri, Ekim 2014 tarihinden bu yana ise aile görüşmelerinin engellendiğine dikkat çekti. Önder APO’nun 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile gerçekleştirdiği “kesintili” telefon görüşmesinin hatırlatıldığı açıklamada, “Bunun haricinde o günden bu yana kendileriyle temas sağlanamadığını tekrar vurguladı. Yapılan bu açıklama sonrası İmralı işkencehanesinde ne tür bir muameleye maruz kalındığı başta Rêber APO olmak üzere diğer fiziki tutsak üç arkadaşı ile ilgili hiçbir sağlıklı bilgiye erişilememektedir.

“APOCU ruhu bu sistemi kırmak üzerine geliştirdik”

Aradan geçen 23 yıllık bu süreçte bizler Kürdistan gençliği olarak 15 Şubat komplosunu ve onun somut biçimi olan İmralı işkence ve tecrit sistemini kabul etmediğimizi her zaman dile getirmiş, ve kendimizdeki APOCU ruhu bu sistemi kırmak üzerine geliştirdik. Bizler buradan Avrupa’da yaşayan bütün Kürdistan gençliğine ve dostlarına sesleniyoruz. İşgalci, soykırımcı-sömürgeci Türk devletinin bu uygulamalardan derhal geri adım atmasını, varolan tecridin amasız, fakatsız derhal sonlandırılmasını söylüyoruz. Yüreği özgürlük için atan Kürt gençliğinin mevcut durumda yetersiz yoldaşlığını sorgulaması, ve bu uygulamaların derhal kaldırılması için gerekli ve yeterli sahiplenmeyi, bulunduğu her alanı eylem alanı haline getirmesini istiyoruz. TCŞ ve TekoJIN olarak önemle belirtiyoruz.

Tecridin kırılmasını, faşizmin yıkılmasını, Kürdistan’ın özgürleşmesini, Önder APO’nun özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşması için artık içinde bulunulan derin uykudan uyanılması ve bu talepler karşısında en üst düzeyde eylemsellikler geliştirilmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Önder APO tam yirmi üç yıldır İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı insan üstü bir direniş gösteriyor. Böylesi bir işkence karşısında yenilmeyen Önder APO’nun fedaileri olarak bizlerde yeni ve zengin eylem biçimleriyle sürekli gelişecek direniş hamleleri yaratabilmeliyiz. Bugün yürütülen İmralı sistemi, eksik sahiplenme ve yetersiz yoldaşlıktan güç alarak düşmanın sürdürdüğü bir politika haline gelmiştir. Bizlerin sustuğu, hareketsiz ve sessiz kaldığı her an düşmanın bu sistemeatiği güçlendirmesi anlamına gelmektedir.

“Avrupa’da yaşayan genç kitlenin ses çıkarması, sahiplenmesi, her alanı eylem alanına çevirmesi gerekir”

Bugün İmralı sistemi komplocu ve hegemon güçlerin, Kürt halkının varlığını tanımama ve yok etme temelinde bir soykırım zihniyeti ve siyasetini açığa çıkardığı bir gerçektir. Faşizm de, özel savaş da, çöktürme saldırı planları da, katliam ve tutuklamalar da, günlük yaşanan vahşi saldırılar da, her türlü faşist baskı ve zulüm bu sistemin kırılmamasından kaynaklanmaktadır. Bütün bunların hepsi İmralı işkence ve tecrit sistemi temelinde bugün faşist bir diktatörlük yönetimine dönüşmüş bulunuyor. Dolayısıyla her şey İmralı işkence ve tecrit sisteminde odaklanıyor. Bu nedenle İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı olmak, aynı zamanda Kürt soykırımına karşı olmak, 15 Şubat komplosuna karşı olmak, faşist diktatörlüğe karşı olmak anlamına geliyor. Yani antifaşist olmayı, özgürlükçü ve demokratik olmayı ifade ediyor. Bu temelde kendine Kürt, Kürdistanlı, antifaşist ve demokrat diyen bütün gençliği TCŞ ve TekoJIN öncülüğünde alanlara çağırıyor, herkesin İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı çıkması ve Önder APO’yu özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşması için mücadele etmesi ve sahiplenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’da barış ve demokrasinin yolu buradan geçiyor. Bunun için Ortadoğu’nun ve dünyanın gençlik güçlerini direniş hamlesine katılmaya ve bulundukları her yerde bu temelde eylem geliştirmeye çağırıyoruz. İmralı işkence sistemi sadece Kürtleri ilgilendiren bir durum değildir. Bugün Türkiye’de faşist baskı, terör ve sömürü demektir; açlık, yokluk ve yoksulluk demektir; kan ve gözyaşı demektir. Bu sisteme karşı durmak, bu sistemi yıkmak bütün halkların geleceği için hayati durum teşkil etmektedir. İmralı işkence ve tecrit her alanda gençliğin karşı çıkması gerekir. Bu temelde devrimci ve demokratik gençlerin ve kadınların, en önemlisi Avrupa’da yaşayan genç kitlenin ses çıkarması, sahiplenmesi, her alanı eylem alanına çevirmesi gerekir.

TEVGERA CIWANÊN ŞOREŞGER AVRUPA KOORDİNASYONU

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir